Etrafa bakalım, birbirimize bakalım ama konuşmayalım, yorulmayalım istiyorum.
Sessizliği bozmaya çalışıp, geçici konuşmalar yapalım istemiyorum.
Çok mu bişey istiyorum?
Çok mu bişey istemiyorum?
Sustum.
Ne var biliyor musun? Eskiden insanlar beni hiç dinlemeden bana bi dolu cevap verirlerdi. Şimdilerde beni dinliyorlar. Bu çok acayip bir durum çünkü eski zamandayken bir iki heceydi beklentim şimdiki zaman acaba cümle düşleyebilir miyim ne dersin?
Biz insanlar bazen çok pis konuşuyoruz ya ama neyse ki yok benimle öyle.
Geçen zamanlarda bir geceyi hatırladım içim yanıyordu. Gerçekten yanıyordu ama. Hem üşüyordum hem yanıyordum da. Acayipli yani. Sonra r, v, k. Neyse.
Galiba korkunu aldı. Keşke benimkini de alsa ama oturdu. Baktı öyle sonra oturdu.
Tek bir gözüm şişti yine sonra kendimi yalnız hissettim. Bugün yalnız kalabileceğim tek gün belki de. Neyse.
Bazen annemle babamı özlüyorum. Sonra annanemi özlüyorum. Sonra gençken özlem yoktur diyorum. Yaşamaya devam ediyorum.
Yukarı çıkıyor derken bi sol bi sağ. Hayda. Neler oldu öyle? Deli oldum.
Güldüm, düşündüm, hep aynı şeyleri düşünüyorum. Aynı konuşuyorum. Aynı yaşıyorum.
Parmaklar önemlidir. Varlıklarıyla değer kazandırırlar, yokluklarıyla hikaye.
Kimseye inanmam Spongebob’a inandığım kadar.
Mutluluk yorgunuyum çok, aklında bulunsun.
İyi bayramlar.
Bir keresinde birisi bana demişti ki:
"Sen, büyük olduğun için boş hissediyorsun. Sen, boş değilsin. Diğer insanların dolu olmalarının sebebi küçük olmaları.
Diğer insanlar...
Normal insanlar.
Küçük oldukları için hemen dolmuşlar.
Ama sen,
Biz.
Bizim dolduracak yerimiz var. Çünkü biz sıradan değiliz. Çünkü sen sıradan değilsin.
Dolusun ve boş kalan yerlerini de dolduracak, mutlu bir insan olacaksın. Ve küçük insanlar kıskanacak."
Benim arada sırada içine konuk sanatçılar alan müzikli ballı bir dosyam var. Onun daha dolduracak çok yeri var. Hem değişiklikler yaşanmalı ki değişik değişik dolsun dosya öyle değil mi?
Çok kısa bir sürede çok fazla şeyden ödün verdim. Ve dün, uzun zamandır ilk kez, oturacak rahat bir yerim bile olmamasına rağmen kendimi en dolu hissettim. Gerçekleşeceğinden emin olduğum şeylerin hayalini kurdum ve mutlu oldum.
Bir nebze geleceği gördüm yani.
Senin kucağında Sushi vardı, benim duvarımdaysa Hakkı. Hem de imzalı!
Tam 7 aydır elimde bir çay tutuyorum azıcık soğusa da içsem diye. Noldu biliyor musun? Önceden haber yolladı, 1 aya soğuyormuş. Yanlış da anlama yani soğumaya başlıyormuş. Artık yavaş yavaş.
2010 bana mükemmel bir hediye verdi. Birkaç hafta sonrasında kendi evimden yazıcam buraya. Böyle oturucam koltuğuma, açıcam müziğimi bir yanımda Sushi, bir yanımda sevdiceğim, hiiiç çıkmıcam evimden dışarı.
Çok da güzel bir sene geçirdim. Bolca uykumu da aldım. Teyze bile oldum.
Milli piyangoyu yine tutturamadık ammaaa sevilenlerle beraberdik. Eh adam olana fazla.
Hadi artık ben gine çok uzun süre yazmam. Ha bir de herkesler twittera yollanmış. Benim ne eksiğim var? Ben de twitter aççam bak tam şimdi. Yeni yıla da bak böyle girmişiz.
Blog Template by YummyLolly.com