28 Aralık 2011 Çarşamba

Bub.

Birisinin karşısına oturup sadece susmak istiyorum.
Etrafa bakalım, birbirimize bakalım ama konuşmayalım, yorulmayalım istiyorum.
Sessizliği bozmaya çalışıp, geçici konuşmalar yapalım istemiyorum.
Çok mu bişey istiyorum?
Çok mu bişey istemiyorum?
Sustum.

25 Aralık 2011 Pazar

vir wall

Ben pek severim.

Her boku bilmeye gerek yok neticede.
Hafif kafa sallamalar, cılız bi gülümseme, ayh ne baktın ki öyle diyen gözler.
Arkada dönen güzel bir müzik, elde minik bir içki, ikincil komuşmalar.

Bu dünyada iki türlü insan var
Pırasa sevenler ve pırasa sevmeyenler

Her bişeyi düşünmeye de gerek yoktur herhalde.
Kimse müziğimi kapatmasın. Lütfen.

14 Aralık 2011 Çarşamba

Gördüm.

7 Aralık 2011 Çarşamba

Çamaşır yıkamak lazım.

Merhaba,
Ben çok mutsuzum. Birisinin resmen gelip bizi evden kazıması lazım. Çıkamıyoruz.
Yapıştım yastıklarıma, sushikoya, yorgana.
Kalbimi sıcacık yapan etkinliklerle ilgilenmek isterken ben, okul beni çok üzüyor.
Niye böyle yapıyorsun okul? Yapma lütfen.
Çok mutsuzum.
SON.

4 Aralık 2011 Pazar

Close.

10 Kasım 2011 Perşembe

Canımcım.

Ben alışverişe gidiyorum.

7 Kasım 2011 Pazartesi

İndirim çeki.

Ne var biliyor musun? Eskiden insanlar beni hiç dinlemeden bana bi dolu cevap verirlerdi. Şimdilerde beni dinliyorlar. Bu çok acayip bir durum çünkü eski zamandayken bir iki heceydi beklentim şimdiki zaman acaba cümle düşleyebilir miyim ne dersin?

Biz insanlar bazen çok pis konuşuyoruz ya ama neyse ki yok benimle öyle.

Geçen zamanlarda bir geceyi hatırladım içim yanıyordu. Gerçekten yanıyordu ama. Hem üşüyordum hem yanıyordum da. Acayipli yani. Sonra r, v, k. Neyse.

Galiba korkunu aldı. Keşke benimkini de alsa ama oturdu. Baktı öyle sonra oturdu.

Tek bir gözüm şişti yine sonra kendimi yalnız hissettim. Bugün yalnız kalabileceğim tek gün belki de. Neyse.

Bazen annemle babamı özlüyorum. Sonra annanemi özlüyorum. Sonra gençken özlem yoktur diyorum. Yaşamaya devam ediyorum.

Yukarı çıkıyor derken bi sol bi sağ. Hayda. Neler oldu öyle? Deli oldum.

Güldüm, düşündüm, hep aynı şeyleri düşünüyorum. Aynı konuşuyorum. Aynı yaşıyorum.

Parmaklar önemlidir. Varlıklarıyla değer kazandırırlar, yokluklarıyla hikaye.

Kimseye inanmam Spongebob’a inandığım kadar.

Mutluluk yorgunuyum çok, aklında bulunsun.

İyi bayramlar.

6 Ekim 2011 Perşembe

Benim arkadaşlarım.

BORDRO

Pencereyi
Gözlerinin kulağı bilen bilim
Kapatır perdelerini
Açılır kitaplarına, dalar kapanır

Perdeleri
Kulağının gözleri bilen sanat
Açar perdelerini
Kapanır yaşamlarına, dalar açılır

Bu ikilemden birindeki birikim
Öbürüne alacaklı gider hep
Boyuna ikisinden biri
Öbürüne borçlu kalır

Bir pencere'den bir perde'den
Bilimle sanatın
Bu güzel alışverişinden
Bir o verir, bir o alır

Özdemir Asaf

4 Eylül 2011 Pazar

Geliyorum.

Daha da gitmem.

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Hadi bakalım.

Hayır ne var biliyor musun? Baobab ağaçları gibileri var. Adım atsam düşücem sonra taşa basıp korkucam gibi. Weird.
Az önce yaptığım bir telefon konuşması içimi kıpırdattı, ağrılarım geçti, ağzım tatlandı. Biraz yorulup oyalandıktan sonra sevdiklerimle güzel bir tatil beni bekliyor olacak.
En bi mutlu oldum halbuki ne kadar da umutsuzdum.

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Sarı.

Breathe, breathe in the air.
Don't be afraid to care.
Leave but don't leave me.
Look around and choose your own ground.

Long you live and high you fly
And smiles you'll give and tears you'll cry
And all you touch and all you see
Is all your life will ever be.

Run, rabbit run.
Dig that hole, forget the sun,
And when at last the work is done
Don't sit down it's time to dig another one.

For long you live and high you fly
But only if you ride the tide
And balanced on the biggest wave
You race towards an early grave.

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Cole.

Fuck ramazan. I'll will be drunk tonight. Yiiiiiiihaaaa!!!

16 Temmuz 2011 Cumartesi

Genel olarak.

Ne hissetmem gerektiğini bile bilmiyorum.

5 Temmuz 2011 Salı

Rüyalar gerçek olsa...

Aşkınla ne garip hallere düştüm
Ay kaçırdım hacı!

Sarhoşsan kapını çaldığım anda
Saç baş darmadağın açık saçıksa
Bi de ufak rakı varsa masanda
İçim ürperiyor ya evde yoksan

Sabahlara kadar içsek sevişsek
Ne ben işe gitsem ne sen ayılsan
Derin bir uykunun dibine düşsek
İçim ürperiyor ya evde yoksan!

Ah cıtı pıtı mini mini
Mis kokuyor ballı teni
Gel birazcık koklşaşalım
Vallahi soldurmam seni

E yangın var işte....

Neyse,

Çıkar yol hangisi?
Sevmek sevilmek mi?
Sarhoşluk mu içki mi?
Anlamadım gitti.

Senden baska senden baska gozum gormez hic kimseyi
Senden baska senden baska duyamam ben hic kimseyi
Senden baska senden baska sevemem ben hic kimseyi
Senden baska senden baska olamam baskasiyla

Dağlar taşlar uçan kuşlar senin olsun yar
Deniz derya gökler hep yerinde dursun yar
Gönlüm senden birşey ister nasıl desem yar

Amaaaaan işte alla beni pulla beni al koynuna yar.

Ama ya rüzgar olup ince belime sarılırsan?
Ya çimen olup ayağıma serilirsen?
Peki ya sürme olup gözlerime sürülürsen?
Ya canın bile bana kurbansa yar?

Peki ya;

Yaban tayları çayırda tepişiyor mu?
Çilli horoz kedilerle dövüşüyor mu?
Sarı kız minik buzağıyı sütten kesti mi?
Kuzularla oğlaklar sevişiyor mu?

Uzun kulaklarını son bir kez salla
Tüm eski dostlarımdan bir haber yolla
Ayrılık geldi başa, katlanmak gerek
Seni çok çok özledim arkadaşım eşşek!

Neyse işte kısacası;

Ateşe baca lazım
Kitaba hoca lazım
Bana bi koca lazım
O da bu gece lazım.

1 Temmuz 2011 Cuma

mukuk

Naber lan göt?

30 Haziran 2011 Perşembe

Bence.

Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı varsa;
Bir kutu kolanın da 5 yıl hatırı olmalı en azından...

28 Haziran 2011 Salı

Love.

We are wrong, we are wrong
We are all so, so wrong
We are monkeys
We are false, we're untrue
We should be in the zoo with our uncles
And if you don't believe
Go and climb up a tree and you'll love it
You're a fool to believe anymore
So believe you're a monkey

27 Haziran 2011 Pazartesi

Copy paste.

- ......ve tahmini genisligi 156 milyar isik yili olan, daha da büyümeye devam eden bir evren sözkonusu, ama adam kalkıp fidayda'da oynayabiliyor.
+ Hahahha, Turgut iyisin di mi?
- Çorum'a tayinimi istedim. Haftaya belli olacak. Gidicem buralardan. Mandıra da var bizim orda zaten. Süt sağsın orda gülseren de napıyım.

18 Haziran 2011 Cumartesi

Ben zaten her acının tiryakisi olmuşum.

Sorumluluklar altında ezilmek çok acı. Başkasının da sorumluluklarını yüklenmek daha da acı. Başka birisi tarafından dev sorumluluklarla yüklenmek en acı. Aslında hiç birinin altından kalkamıyor olmak, etrafındaki her insanın da bunu pek tabii biliyor olması ve bunun sana zerre koymuyor olması da onlar gibi, acı.
Her bişeyler bunca acıyken yine de her türlü sorumluluğu almaya razı olup aslında düşlediğinden çok daha farklı bir insan olduğunun farkına varmak ise...
Bilemedim.

9 Haziran 2011 Perşembe

Böyle cacığa rakı mı dayanır?

Sözüm meclisten dışarı dostlar

Bugün kendimi HIYAR gibi hissediyorum

Hani dilim dilim doğrasalar beni

Marmara,
Ege,
Karadeniz,
ve hatta Akdeniz cacık olur diyorum...


Öptüm Barış abi yanaklarından.

5 Haziran 2011 Pazar

Çok özledim.

Ya kusura bakma eski dostum...

14 Mayıs 2011 Cumartesi

İki oldu valla.

Ağzıma attığım tek bir yudum, ayaklarımı rahatça uzatabildiğim bu mekandan taaa Kadıköy'lere taşıdı bak şimdi beni. Hava biraz soğuk, bar da hafif doluydu. Ama müzikler güzeldi. İçkiler de güzeldi. Kendimizi en genç hissetmemiz de güzeldi. En güzeliyse barmenin dans hareketleriyle yaptığı servislerdi.

Bu tat iyi mi oldu şimdi dersin?

Bak şimdi de canım margarita istedi. Öyle başka bi geceye geçiverdim. Neyse...

Hediye aldım ben sana bi tane ama daha sonra vericem.

Aklıma bişey gelirse gine yazarım. Hadi.

13 Mayıs 2011 Cuma

Maeby.

Naber?

The Music_Bleed From Within yolluyorum sana Lissoo.

Ayrıca the roof is on fire.

Maybe. Baby.

22 Nisan 2011 Cuma

Haydi.

Biz iki kişi günlerdir banyo yapmıyoruz. Temizlik hiç yapmıyoruz. Ama diğer insanlar bizi hala seviyorlar. Biz de onları seviyoruz.
Bir takım dünyanın en yetenekli insanları bölümlerini bırakmasınlar. Canları sıkıldı mı gelsinler, monopoly oynarız.

Kedim az önce kusmuğunu yedi.

Ben hafiften temizliğe başlıyım.

8 Nisan 2011 Cuma

Sinirlendim.

Bir takım insanların mutsuzluklarını benimle pek güzel paylaşmalarına rağmen mutluluklarını HİÇ de paylaşmayıp, yanıma gelip sus pus durup sonradan orda burda çok mutluyum lan diye gezinmelerine çok GICIK oluyorum ben.

11 Mart 2011 Cuma

the only one.

Ha bir de;

You may say that I'm a dreamer but I'm not...

Dudağımı ısırdım.

Çook uzun zamanlarda neler olmuyor ki? Yabancılarla tanışmak, tanıdıklarla buluşmak, tanıdıkken yabancılaşmak, yabancıyken tanıdık çıkmak. Bunlar hep küçük hediyeleri hayatın. Belirli dönemlerden geçiriyor her birimizi. 8 farklı notanın ardarda gelmesiyle oluşan oktan gibi farklı dönemleri farklı ses aralıklarıyla yaşatıyor bizlere ki birşeyler oluşturalım diye. Neymiş ki oluşması gereken? Herkes oluşturabilmiş ki dersin? Yok demem ben. Ama onlarda eksik kalmış birşeyler derim. Ve belki eksik diye mutlulardır. Bazı şeyler hakkında ne kadar az bilirsen o kadar mutlu oluyorsun öyle değil mi? Disiplin. Son derece az bulunmakta vücudumda. Önemli değil.

Yaşadığımız yerler bunca büyükken kafalarımızın bu kadar küçük olması çok ironik bence.

Evimde film izlemeyi seviyorum ben çünkü istediğim zaman durdurabiliyorum filmi. Beni düşündürücek bir cümle yazdığında senarist, onu duyduğum anda durup düşünebiliyorum. Hüzünlü sahneler gelirse aniden içerden peçete almaya gidebiliyorum. Anlamını bilmediğim bir kelime olursa sözlükten bakabiliyorum. İnsanlarla konuşurkenken de durdurmak istiyorum o yüzden onları. Belirli kelimeleri vurgularken onları durdurup suratlarındaki ifadeyi incelemek istiyorum. Söylicek söz bulamadığımda durup biraz düşünmek istiyorum. Ya da söylicek çok sözüm olduğunda yine durup biraz düşünmek istiyorum. Ve ben her durdurmak istediğimde zaman aksine hızlanıyor. Hızlı zaman. Nobody likes that.

Aptal zaman demişken mesela neden çay çok sıcakken içilebilme sıcaklığına kavuşması asırlar sürerken tam en süper sıcaklığına gelince buza dönmesi 5 saniyesini filan alır ki?

İkinci sesleri hep daha çok sevmişimdir. Kısıktırlar ama duyulurlar. Sanki istedikleri gibi nefes alabilir gibiler ayrıca. Kendi kendinin patronu olmak gibi bişey. İyi bişey.

Neyse özlemişim bak gine.

Haydi öptüm.

23 Şubat 2011 Çarşamba

Fuck that.

Yaptığım şeyler hiçbir zaman yeterli olmuyor.

21 Şubat 2011 Pazartesi

She's coming down fast. Yes she is! Yes she is!..

When i get to the bottom i go back to the top of the slide.
Where i stop and i turn and i go for a ride.
Till i get to the bottom and i see you again.

Do you, don't you want me to love you?
I'm coming down fast but i'm miles above you.
Tell me tell me tell me come on tell me the answer.
Well you may be a lover but you ain't no dancer.

Helter skelter helter skelter helter skelter.

Will you, won't you want me to make you?
I'm coming down fast but don't let me break you.

Tell me tell me tell me the answer.
You may be a lover but you ain't no dancer.

Look out helter skelter helter skelter helter skelter!



Late a little, i know that.

Sevgili Gülsen,

Hayatımdan uzaklaşırken bana sadece bir sayfa aldım demiştin. Ben o sayfanın hangisi olduğunu hiçbir zaman bilemedim.


Eğer bir gün yolun İstanbul'a düşerse bana da gel olur mu?


Umarım kendini artık hep değerli hissediyorsundur. Umarım müzik dinleyip, düşünüp, yalnız kalıp, ağlayıp, hayaller kuruyorsundur hala. Ve umarım basit biri olmadığının farkına varmışsındır çoktan çünkü eskiden hep öyle sanardın.


Ve umarım hala bişeyler düşünürken pürüzlere sürtüyorsundur parmaklarını.


Özür dilerim,


Nurşah.

Yoruldum.

"A drunk must do what he expected to do."

Tatlı.

İçelim sevgilim. Ve içicez sevgilim daha nice günler. Ölüm hakkında bunca az düşünmüş olmak neden? Bana en az sen yalan söyledin zannediyorum. Bu iyi bişey. Belki de yanımda değil misin? Kapı çalıyor hey! Anlatamam ki artık şarapçı oldum ben. Ve solo evet. Şarap dediğin şişeden içilir ha kadehten değil? Daha rahat olabilseydim keşke hep. Ama hep. Ama hephephepehpehepehehjeejpejpepejpekjpekpe.
Daha çok güzel eğlenceli günler şerefine.

17 Şubat 2011 Perşembe

Soruyorum.

Neden bass bunca fazla ve neden hiç kimse pencereden bakmıyor?
Aşık olmuş yine. Isn't she lovely?

16 Şubat 2011 Çarşamba

Pray.

Ne ordaki? Çantam mı? Uykusuzluk ne zamandan beri derdin oldu tatlım? Odaklanmaya başladığımdan beri. Tozlar düştü yere evet ve yıldızlar yükseldi. Kahverengi? Belki. 3 tane mi? Tamam şimdi buldum. Meşguliyetten mi kaçtım? Var oldum. Yanlış sokaklara girdim, kayboldum. Burnum kızardı bak şimdi. Kemanlar tam da burda girdi. Antonio Lucio Vivaldi. 220'si keman olmak üzere 450'den fazla konçerto besteledi. Ne oldu? Hani dinliyordun beni? Sesin çıkarken dinliyordum şimdi sadece bekliyorsun. Ama neyi? Belki seni, belki farkedilmeyi. Sözel seçsem sanki daha başarılı olurum dedi. Bir kez gerçekten utandım hayatımda, arkamı dönüp hızlıca uzaklaştım o anda ama şimdi bakınca ne kadar da çocukça geldi. Life is good.

Love a device against all solitude.

Biliyor musun flütünün sesini özledim.

Your spirit and my voice in one combined.
The phantom of the opera is there inside your my mind.

8 Şubat 2011 Salı


I
sometimes overthink things and it's not nice at all.

Plak takıldı, adam öldü.

Zaten olmakta olan bişeylerin arasından yer açıp başka bişeylere devam edemiyorum ben. Ya da mesela bir kere korktuktan sonra daha uyuyamıyorum.

İnsanlara düşündüklerimi yanlış aktarıyorum sanırım. Herkesler de saolsunlar o kadar iyiler ki hep beni mutlu etmeye çalıştıklarından sadece sorular soruyorlar. Ben de cevap vermekten çok suratlarına boş boş bakmak istiyorum. Sonra tavuklar geliyor aklıma and that's not cool.

Ben tam 14 gündür kendi yeni evimdeyim. Sanırım son zamanlarda verdiğim en güzel karar bu oldu. Fakat işte bir yandan da gpaimin 1.80 olmasına sebep oldu ki üzücü çünkü bu yüzden beni büyük ihtimal yurtdışında staja kabul etmicekler. Tabiki biz neyse diyip önümüze bakıyoruz.

Sonunda en başından beri aradığım pembe plakları buldum. Ayın daha en başında biraz pahalıya mal oldu ama olsun yemekten kısarım diye düşünüyorum. Ben hiç daha önce fark etmemiştim bunca ses güzelliğini, bunca değişik güzel enstrüman seslerini ve rtimleri. Çok acayip. Ne kadar boş dinliyormuşuz dedim işte.

Küçüklük fotoğraflarımdaki ağzı kulaklarında halime bürünmüş durumda seviyor, seviliyorum da içim rahat olaydı daha güzel olurdu. Bi yanlışlık mı var acaba blogblog?

14 Ocak 2011 Cuma

We Are The People

Bir keresinde birisi bana demişti ki:

"Sen, büyük olduğun için boş hissediyorsun. Sen, boş değilsin. Diğer insanların dolu olmalarının sebebi küçük olmaları.

Diğer insanlar...

Normal insanlar.

Küçük oldukları için hemen dolmuşlar.

Ama sen,

Biz.

Bizim dolduracak yerimiz var. Çünkü biz sıradan değiliz. Çünkü sen sıradan değilsin.

Dolusun ve boş kalan yerlerini de dolduracak, mutlu bir insan olacaksın. Ve küçük insanlar kıskanacak."


Benim arada sırada içine konuk sanatçılar alan müzikli ballı bir dosyam var. Onun daha dolduracak çok yeri var. Hem değişiklikler yaşanmalı ki değişik değişik dolsun dosya öyle değil mi?

Çok kısa bir sürede çok fazla şeyden ödün verdim. Ve dün, uzun zamandır ilk kez, oturacak rahat bir yerim bile olmamasına rağmen kendimi en dolu hissettim. Gerçekleşeceğinden emin olduğum şeylerin hayalini kurdum ve mutlu oldum.

Bir nebze geleceği gördüm yani.

Senin kucağında Sushi vardı, benim duvarımdaysa Hakkı. Hem de imzalı!

2 Ocak 2011 Pazar

Anam ne doldu yıl.

Benim çok güzel tam 12 duvarım oldu. 10'dan fazla rafım, çekmecem ve dolabım oldu. Herşey çok acayip. Geçen bir camdan baktım da hakkatten başımı döndürdü.

Tam 7 aydır elimde bir çay tutuyorum azıcık soğusa da içsem diye. Noldu biliyor musun? Önceden haber yolladı, 1 aya soğuyormuş. Yanlış da anlama yani soğumaya başlıyormuş. Artık yavaş yavaş.

2010 bana mükemmel bir hediye verdi. Birkaç hafta sonrasında kendi evimden yazıcam buraya. Böyle oturucam koltuğuma, açıcam müziğimi bir yanımda Sushi, bir yanımda sevdiceğim, hiiiç çıkmıcam evimden dışarı.

Çok da güzel bir sene geçirdim. Bolca uykumu da aldım. Teyze bile oldum.

Milli piyangoyu yine tutturamadık ammaaa sevilenlerle beraberdik. Eh adam olana fazla.

Hadi artık ben gine çok uzun süre yazmam. Ha bir de herkesler twittera yollanmış. Benim ne eksiğim var? Ben de twitter aççam bak tam şimdi. Yeni yıla da bak böyle girmişiz.


 

Blog Template by YummyLolly.com