29 Mayıs 2012 Salı

Sushi en tatlıdır.

Yanlışlıkla tesadüf etmiş, kırmızı kurdeleli koca bir kutu gelmiş.
Açmış bakmış ne diye, girmiş oturmuş içine.
Tam kapatacakken kapağını ayağım sıkışmış, açık kalmış kapak
Bırak madem ayağımı da kurtul benden salak.

Hatırladığım için mutlu olduğum bir şenlik sonrası memnunum.
Ama söylemeden de geçemicem aptal yerine konulmak hoş bir duygu değil. Bi bunu bil yani.

Pehh seneler geçti, son şenlik dediler. Finallere geldik ama ne finaller. Her türlü finaller. En çok da üzücü finaller. 5 senelik hikayelerin finalleri ve hayalleri. Ve anıları ve konuşulmuşlukları. Ve yalanları ama en çok da göz göre göre söylenen yalanları.
Ve sonunda artık herkeslerin kendi hayatları.

Fotoğraf çekilmeyi unuttuk Lis gece. Keşke unutmasaydık. Ama madem unuttuk o zaman seneye de şenliğe katılmak zorundayız mı belki? He?

11 Mayıs 2012 Cuma

Bir arkasını dönse.

Mesela diyelim ki sen kötü bi dönemden geçiyosun. Ben diyorum ki ne kadardır? Diyosun ne bileyim 1 haftadır hadi bilemedin 1 ay olsun, bikaç güne biter diyosun. Bikaç güne de bitiyor gerçekten. Ama işte bana öyle olmadı o. Ben 5 senedir yanlışlıkla girdiğim kötü bir dönemden çıkmak için çabalıyorum. Ama yine işte şimdi şimdi farkediyorum ki o kötü dönem benim geri kalan hayatımı tamamen sarmış. Kalakalmışım ben. Bitmişim ki çoktan. Saçmalayıp duruyorum kendi kendime. 

Duvarımda bulut resimleri, kuşlar, hayallerim ve ben üstlerindeyiz. Sabahtan akşama kadar erik ve karpuz yiyip kutu kutu pense oynuyoruz. Sonra birileri çıkıyor sanki hep hayallerimi dinlemiş gibi, hep onları önemsemiş gibi, sanki beni tanıyormuş gibi kaç senedir kutu kutu pense oynuyorsun diye soruyor.

Yükseklik korkusu olan bir insan neden 19. katta yaşasın ki. Hadi bi düşün.
 

Blog Template by YummyLolly.com