9 Kasım 2009 Pazartesi

Soul Man

Dünyanın iki farklı yerinde bir kız ve bir adam aynı anda gözlerini kırptılar. Derin birer nefes alıp, gökyüzüne baktılar. Hayat hem çok güzel hem de çok fenaydı gerçekten. Binaların ışıkları, gökyüzünün karanlığı ve rüzgarın serinliği pek de sebep değildi aslında huzurlu olabilmek için. Yine de hayat kendini sevdirmek üzereydi ki, garip bir boşluk kapladı adamın içini. Genç kız aniden hüzünlendi. Tanımlayamadıkları duygularla tedirgin gökyüzüne baktılar tekrar. Kızın dudağının kenarına bir damla yağmur düştü, bir damla da adamın kirpiklerine.

Hiç bulamayacakları için şanssız, ne kaybettiklerini bilmedikleri için şanslıydılar. Hikayeleri yazılmıştı..

Derken, nerden çıktığı anlaşılamayan kovboy şapkalı bir adam geldi ve, " Hey sersem, gençleri rahat bırak!" dedi. Adam haklıydı. Hikaye kısa olsun diye gencecik hayatları karartmaya değmezdi. Onları serbest bırakmaya karar verdi ama bu sefer de yok oldular.
Biraz umut koysaydı hikayeye, eline mi yapışırdı? Koyamadı.

0 yorum:

 

Blog Template by YummyLolly.com