31 Ekim 2009 Cumartesi

Yabani.

Bundan seneler önce ben doğduğumda 1989 yılının Temmuz ayıydı. Ablikimin minik kardiki olarak dünyaya geldim. Bilirsiniz aile arasında küçükler daha da bi sevilir. Babam ve amcam da beni her gördüklerinde gel kızım biraz sevelim diye çağırırlardı yanlarına ama ben hiç gitmek istemezdim. Sonra zaten sülaleden uzak yere taşınınca herkesleri çok az görür oldum, selam sabah azaldı bende. O gün bu gündür aile içinde benim biraz yabani olduğum konuşulur. İnsanların kucaklarına oturup ööle hopidi hopidi gezdirilmeyi sevmemişimdir hiç. Öpmeyi de sevmem. Hele ki el öpmeyi hiç sevmem. Zaten o yüzden yaşlı insan da sevmem. Söylemiş miydim öpmeyi sevmem. Hele ki öpmeyi hiç sevmem. El öpmeyi daha da bi sevmem. Sarılmayı severim ama öpmeyi sevmem. Neyse, domuz gribi var öpüşmeyin, sarılmayın ve öpüşmeyin.

27 Ekim 2009 Salı

Aman be...

Önceden hazırlanmış cümleler kurmaya başladığımızda şöyle bir kendimize baksak daha iyi.

24 Ekim 2009 Cumartesi

Vergi.

Sevgili dostum Lis,

Derin denizlere açıldım, kaptırdım gidiyorum. Hep sen de buraları görmek istersin, bilirim. Her karenin resmini çekicem ben sana olur mu? Yelkenlerimi gergin tutucam, dümeni hiç bırakmicam. Bir ada keşfettim, adı Molotof, böyle buyurdu zerdüşt. İçinde ağaçlar var kocaman. Yüzlerce yaprakları var ağaçların her biri de farklı birer sayfa. Bir ağaç bir kitap demek burda ve milyonlarca kitap dolu etrafta. Hele bir de çiçekleri görsen. Her yaprağında farklı senaryolar yazılı, tam senlik. Çok süper zevkli bir insan olmasam da bilirsin kırmızıcıyımdır. Hem bizim oraların en güzel lafı değil midir “Kırmızı olsun beş kuruş fazla olsun!”. Burada çimenler bile kıpkırmızı yahu!

Hayatımız romanlardan, filmlerden ve en çok da başkalarından öğrenilme olduğu için kafamda birsürü imgeyle gelmiştim buraya ama çok yanılmışım. Sanki beni bekleyen bir rehber olucak ve beni tüm bunlara hazırlayacaktı. Ama anladım ki herşey beklenildiği gibi olmuyormuş.

Ne diyebilirim ki? Eğer mücize istiyorum diyorsan iyi plan yapmaya bakacaksın.

Kendine mukayyet ol,

Nar.

13 Ekim 2009 Salı

Sağol abi...

Değişmez sorumuz
Nedir ki sonumuz
Toprak değil mi erkeni geçi
Aldırma sen doldur be meyhaneci

Koy koy koy koy koy
Koy koy koy koy koy
Doldur bak efkarlandım yine bu gece
Koy koy koy koy koy
Koy koy koy koy koy
Dostlar gitmeden gizlice

Ve sonunda zevkle içilen, en sevilen insanlarla en bir zevkle geçen, bitmek üzere olan ancak bimesine bir türlü izin veremediğim gün bugün.

Ölürsün dediler
Dün içirmediler
Sanki sarhoş oldum bilmem neden
Çıkmam tövbe bir daha meyhaneden

Koy koy koy koy koy
Koy koy koy koy koy
Doldur bak efkarlandım yine bu gece
Koy koy koy koy koy
Koy koy koy koy koy
Dostlar gitmeden gizlice

Peki ya devamında ne demiş şair?

Lay layyy layy ehehhhe
Doldur kardeşim doldur yaa
Meyhaneci... Koy... İçki koy yaa.
Hadi şerefine...
Sağol beybe sağol yaa... Aahhahahahaa...
Terkedicekler nası olsa biliyodun dimi sen de.
Sağol abi...

9 Ekim 2009 Cuma

Bug

Böyle bir böcek var başımdan gitmiyor.
Bızzbızzbızzbıızzbızz.
İğrenç birşey allahım kurtuluş yok.
Böyle iğrenç.
Bızzbızzbızzbıızbız...
Uzaklaştım ondan, gidene kadar uzakta bekledim, uçarak geldi.
Ama sürekli yanıma geliyor.
Bızzbızzbızzbızz...
Yanıma gelemeyeceği bir yer bulmaya çalıştım ama imkansız.
İşte tam da o zaman duymamazlıktan gelmek istedim.
Gittim kanatlarını kopardım ve feryatlarını duymamazlıktan geldim.

7 Ekim 2009 Çarşamba

Mola lazım.

Arada bir sessizlikten ziyade sensizlik lazım. Sevgili yanlış kararsızlığım bana oyun mu oynuyorsun?

Hayatta küçük molalar gerekli herkeslere.

Peki ya sen hepimizin hayatından birşeyler çalıp bizi yaşayan, silik, belirsiz insan. Sen neden mola vermiyorsun?

Peki ya benim yanlış kararsızlığım. Sen neden benimle oyun oynuyorsun?

Peki ya ben. Ben neden mola alamıyorum?

Artık sarhoş olamıyorum yalnızca midem bulanıyor. Zevksizim, mutsuzum ve en önemlisi de yalnız hissediyorum ve hiç kimseler benim için mola vermiyor.

 

Blog Template by YummyLolly.com